Jude Law, gerek çok farklı rollerde gösterdiği performans gerek dokunduğu her role kattığı zarafetle dikkat çeken bir oyuncu. 1972 doğumlu aktör çok genç yaşlarından itibaren oyunculuk kariyerine başladı ve giderek artan popülerliği onu bugüne kadar taşıdı. Günümüzde yeteneğini olgunluğuyla birleştiren üst sınıf oyunculardan biri konumunda. Bu rehber içerikte Jude Law’un kariyerine uzanıyoruz.
İngiliz oyuncunun bugüne kadar rol aldığı tüm yapımları değerlendirdik. Bunlar arasında Law’un performansıyla öne çıkan film ve dizilerden en iyilerini seçtik ve en kötüden en iyiye doğru sıraladık. Sıralamamızda filmlerin genel kalitesinin yanı sıra Jude Law’un performansının ağırlığı ve oyuncunun kariyerindeki etkisi gibi kıstasları kullandık. Başarılı oyuncunun kariyeri irili ufaklı pek çok önemli rolle dolu. Dolayısıyla 10 filmlik listemizde bu kapsamlı kariyerin sadece bir kısmı bulunuyor. Ancak içeriğimiz boyunca Jude Law’un başka performanslarına da atıfta bulunacağımızın sözünü veriyor, hangi filmleri mutlaka izlemeniz gerektiğine dair yönlendirmelerimizle kendi izleme listenizi oluşturabileceğinizin notunu düşüyoruz.
10. The Holiday (2006)
Listemizin onuncu sırasında klasik bir romantik komedi var: The Holiday (2006). Nancy Myers’ın yazıp yönettiği bu film Noel tatilinde evlerini değişen iki kadının hikâyesini anlatıyor esas olarak. Her ikisi de sorunlu aşk hayatlarından kaçış arayan bu iki kadın yeni aşklara yelken açıyorlar. Jude Law burada Graham Simpkins adlı bir karakteri canlandırıyor. Graham, tam bir romantik komedi prensi arketipini dolduruyor; yakışıklı, zarif bir İngiliz beyefendisi. Law’ın başarısı bu karaktere psikolojik derinlik katmasında. Çekici görüntüsüne seyircide sempati yaratacak bir duygusal kırılganlık eklemeyi başarıyor. Jude Law’un Kate Winslet, Cameron Diaz ve Jack Black’le birlikte rol aldığı bu romantik komedi türün hayranlarının asla kaçırmaması gereken bir yapım. Başarılı oyunculukları ve müzikleriyle öne çıkıyor.
2 saat 16 dakikalık sevdiklerinizle geçireceğiniz bir akşamı planlamak için birebir. Şu sıralar Prime Video kataloğunda yer alan filme kolayca ulaşabilirsiniz. Love Actually (2003) ve Eat Pray Love (2010) gibi filmleri sevenler bu filme bayılacaktır. Aynı zamanda Jude Law’un bütün zarafeti ve çekiciliğiyle iyi bir rolde izlemek isteyenleri de mutlu edecek bir film bu. Listemize de romantik komedi kategorisinden giriyor.
9. Dom Hemingway (2013)
Richard Shepard’ın yazıp yönettiği Dom Hemingway (2013), kara komedi ve suç filmi unsurlarını birleştiriyor. Burada, 12 yıl hapis yattıktan sonra hayata geri dönmeye çalışan bir karakteri canlandıran Jude Law, kariyerinin en enerjik, en komik ve karizmatik rollerinden birine imza atar. Tam anlamıyla Jude Law’un başrolünde ilerleyen ve tüm anlatısını onun performansına bağlayan bu film hem oyuncuyu öne çıkarması hem de keyifli seyir deneyimiyle listemizde kendine yer buluyor.
Dom Hemingway, size RocknRolla (2008), Snatch (2000) ve Layer Cake (2004) gibi İngiliz suç dünyasını stilize biçimde anlatan filmleri hatırlatacak. 93 dakikalık süresiyle keyifli vakit geçirmenizi sağlayacak, içiniz rahat biçimde karşısına geçebileceğiniz bir film bu. Jude Law’un kendine has karizmasını seven herkesin mutlaka izlemesi gereken bir yapım, zira filmde baştan sona kendisini izliyorsunuz. Listemizdeki Sleuth (2007) ve The Talented Mr. Ripley (1999) gibi başka yapımlarda da suç temalarına rastlayacağız ama hiçbirisi Jude Law’ı bu denli öne çıkartmayacak.
8. Sleuth (2007)
Sleuth (2007), Jude Law’un kariyerindeki dikkat çekici filmlerden biri. Anthony Shaffer’in 1970 tarihli ünlü tiyatro oyunundan uyarlanan filmin ilk sinema versiyonu 1972 yılında aynı adla yapılmıştı. Burada Laurence Olivier’le karşılıklı oynayan Michael Caine 2007 versiyonunda ise Jude Law’la kamera karşısına geçer. Yani Jude Law, Caine’in yıllar önce canlandırdığı rolde karşımıza çıkar. Michael Caine gibi, yaşayan bir efsanenin yerinde izlediğimiz Law, performansıyla rüştünü fazlasıyla ispat eder. Burada Law’un başarısı Michael Caine gibi usta bir oyuncuyla özdeşleşmiş role tamamen kendi yorumuyla yaklaşabilmesinde yatar. Caine’in sınıfsal ve kuşaksal farklara dayanan Milo karakterine Law tamamen güç ve ego savaşına dayalı inatçı bir yorumla yaklaşır. Ufak mimik hareketleriyle, The Talented Mr. Ripley’deki performansını hatırlatan biçimde yüz ifadeleriyle rolünü yoğunlaştırır.
Sleuth’te karşı karşıya gelen biri genç biri yaşlı iki adamın güç etrafında karşılaşmasını izleriz. Genel olarak diyaloglar üzerine bir yapım söz konusudur. Dolayısıyla her versiyonuyla oyunculuk performanslarını öne çıkaran bir öykü var karşımızda. İzlerken The Man Who Knew Too Much (1956) ve 12 Angry Men (1957) gibi klasikleri hatırlayacaksınız. Usta işi oyunculuklar görmek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir film bu. Tiyatrodaki başarılarıyla da bilinen Kenneth Branagh ise yönetmenlik koltuğunda oturuyor.
7. Enemy at the Gates (2001)
Listemizin başında Jude Law’un, uzun yıllara yayılan kariyeri boyunca pek çok farklı yapımda rol aldığından bahsetmiştik. İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen Enemy at the Gates (2001) bunlardan biri. Buraya kadar saydığımız dört filmde ne denli farklı performanslar olduğunu görmek bile oyuncunun yeteneği konusunda yeterince ikna edici. The Holiday’de bir âşık, Dom Hemingway’de bir suçlu olarak izlediğimiz Law, burada Vasily Zaitsev adlı efsanevi Sovyet sniperı olarak karşımıza çıkıyor.
Enemy at the Gates, İkinci Dünya Savaşı’nın en önemli olaylarından Stalingrad Muharebesi’nde geçen bir savaş filmi. Temelde iki başarılı keskin nişancının karşılaşması üzerinden savaşı anlatıyor. Enemy at the Gates, Jude Law’un filmografisindeki farklı filmlerden biri olmasıyla listemizde yer buluyor. Öte yandan Rachel Weisz ve Ed Harris gibi oyuncuların başarılı performanslarını bu isimlerle kurduğu kimya üzerinden yükseltiyor Jude Law. Özellikle Weisz’la aralarındaki duygu çok güçlü. Bir yandan da kariyerinin önemli tarihsel performanslarından birini ortaya koyuyor. Zaten kendisi bu rolle birlikte uluslararası ölçekte tanınan bir oyuncuya dönüşmüştü. Bu dönem anlatısında Saving Private Ryan (1998) ve The Thin Red Line (1998) gibi klasiklerden izler bulacaksınız. Savaş filmlerine meraklıysanız bu film mutlaka listenizde yer almalı.
6. A.I. Artificial Intelligence (2001)
Yapay zekâ günümüzde oldukça hayati, hatta artık yeri doldurulamaz bir konumda. Steven Spielberg imzalı A. I. (2001) ise buna oldukça erken bir dönemde kafa yormuş filmlerden. Gerçek çocuklarını bir hastalık sebebiyle hakiki insan duygularına sahip bir robotla ikame etmeye çalışan bir aileyi izliyoruz filmde. Film, insana ait duyguları gösterseler de robotların insanların yerine geçip geçemeyeceğini oldukça erken bir dönemde soruyor.
Jude Law, filmde Gigolo Joe adlı bir android rolüyle karşımıza çıkıyor. Filmin başrolünde olduğunu söyleyemeyiz ama kesinlikle bu listede olması gerekiyor zira Jude Law’u bir robot rolünde izlemek başlı başına haber değeri taşıyor. Zira bu listedeki pek çok filmde gördüğünüz üzere kendisi duygusal olarak derinlikli karakterlere incelikli yaklaşımıyla tanınan bir oyuncu ve insan bile olmayan bir karaktere duygu eklemek hiç kolay bir görev değil. Üstelik burada bir arzu objesi olarak da konumlanıyor karakteri. Dolayısıyla Jude Law’un en bedensel performanslarından birini izleriz burada. Sırf bunun için bile bu filme bir şans verebilirsiniz. Eğer Her’ü (2013) sevdiyseniz, Ex Machina (2015) sizi çarptıysa ya da Megan (2022) ilginizi çektiyse A. I.’ı da hemen izleme listenize almanız gerek. TOD üzerinden filmi izleyebilir ve 2 saat 26 dakika boyunca iyi bir Spielberg filminin keyfine varabilirsiniz.
5. The Talented Mr. Ripley (1999)
Tüm zamanların en meşhur suçlu karakterlerinden Mr. Ripley’in sinemadaki en iyi örneklerinden biri kesinlikle The Talented Mr. Ripley’dir (1999). Yakın zamanda Netflix dizisi Ripley’de (2024) de izlediğimiz bu karakter esas olarak Patricia Highsmith’in romanlarına dayanır. Yönetmenliğini Anthony Minghella’nın üstlendiği 1999 yapımı uyarlamada ise beş dalda Oscar’a aday gösterilir ve bilhassa Matt Damon, Gwyneth Paltrow, Jude Law üçlüsünün başarılı performansıyla övgülere boğulur. Jude Law burada Ripley’nin hedefine aldığı Dickie Greenleaf’i canlandırır ve kazandığı Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu Oscar adaylığıyla kariyerinin zirve noktalarından birisini görür.
The Talented Mr. Ripley, oldukça klasik ve her döneme kolaylıkla adapte edilebilecek, ilişki kurması kolay bir hikâye sunuyor. Daha önce Alain Delon, Dennis Hopper, John Malkovich ve Andrew Scott gibi isimler tarafından da canlandırılmış Ripley’i henüz tanımıyorsanız bu filmi mutlaka görmelisiniz. Temelde bir suç hikâyesi anlatıyor olsa da aslında kimlik, sosyal statüler ve açgözlülük üzerine bir film bu. American Psycho'yu (2000), Cruel Intentions'ı (1999), A Simple Plan’i (1999) sinematik akrabaları olarak görebiliriz. 2 saat 20 dakikalık süresini hissettirmeyen bu filmi TOD üzerinden izleyebilirsiniz.
4. The Nest (2020)
Jude Law’un son dönem işlerinden birisi olan The Nest (2020) psikolojik gerilim türünde bir film. Sean Durkin’in yazıp yönettiği filmde İngiliz bir girişimcinin karşısına çıkan bir fırsatla ABD’li eşi ve çocuklarını memleketine götürmesini izliyoruz. Konforlu hayatlarını bırakıp İngiltere’de bir malikâneye taşıyan aileyi bu yeni deneyimde hiç beklemedikleri sürprizler karşılayacaktır. Jude Law’un partneri Carrie Coon’la çok başarılı bir kimya yakaladığı bu film son dönemde yapılan başarılı gerilimlerden biri.
The Nest, sinema tarihinde iz bırakmış pek çok önemli yapımın mirası üzerine yerleştiriyor anlatısını. Bunlar arasında Revolutionary Road (2008), The Shining (1980) ve The Others (2001) gibi örnekler gösterebiliriz. Sürpriz ve merak unsurlarının başı çektiği gerilim filmleri ilginizi çekiyorsa The Nest’i kaçırmamalısınız. Aile ve aidiyet gibi meselelere farklı bakışı ve ustalıklı atmosferiyle bu listenin dördüncü sırasına yerleşiyor film. Jude Law’un Dom Hemingway’deki kadar karizmatik, Sleuth’teki kadar şaşırtıcı bir rolünü görmek isterseniz de The Nest tam size göre.
3. Closer (2004)
Yönetmenliğini Mike Nichols’ın yaptığı Closer (2004) zamanla değeri artan filmlerden. Patrick Marber’in aynı adlı tiyatro oyunundan uyarladığı senaryoya dayanan film aynı bu listenin onuncu sırasındaki The Holiday gibi dört karakter arasında mekik dokur. Tiyatronun da etkisiyle genelde diyalog odaklı ve karakterlerin karşılıklı yüzleşmeleri üzerinden ilerleyen film gerçekçiliği, açık sözlülüğü ve çarpıcılığıyla öne çıkar. Jude Law burada Julia Roberts, Natalie Portman ve Clive Owen’la birlikte çok başarılı bir performansa imza atar. Çok daha küçük bir rol olsa da Wes Anderson imzalı The Grand Budapest Hotel’deki (2014) karakteri gibi filmin hikâye anlatıcılığında kritik bir rol üstlenir.
Closer, üzerinden geçen zamanla daha fazla hayran kazanan, seyircinin her daim çok sevdiği filmlerden biri. Gösterime girdiği dönemde 2 dalda Oscar’a aday gösterilen film sonrasında etkisini sürdürdü ve ilişkilere dair en gerçek filmlerden biri olarak yaşamaya devam etti. Blue Valentine (2010) ve Eyes Wide Shut (1999) gibi ilişkilerin karanlık taraflarını da görebilen filmleri seviyorsanız ve Closer’ı hâlâ izlemediyseniz çok şanslısınız. Zira yaklaşık 90 dakikalık, pek çok ikonik sahne barındıran bu filmi hemen açıp ilk kez deneyimleyebilirsiniz.
2. eXistenZ (1999)
Listemizde zirveye yaklaşırken ikinci sırada bir David Cronenberg filmiyle devam ediyoruz. eXistenZ (1999) aynı bu listenin altıncı sırasındaki A.I. gibi günümüz gerçekliğini 25 yıl öncesinden yansıtan bir yapım. Yeni yüzyılın arifesinde, efsanevi sinema yılı 1999’da seyirciyle buluşan bu film, sanal gerçeklik kullanan oyunlara üretildiği dönem için oldukça ilerici bir vizyonla yaklaşıyor. Aynı yıl gösterime giren The Matrix’le (1999), ondan birkaç yıl önce gösterilen Strange Days’le (1995) ortak pek çok özellik barındırıyor. Taşıdığı önemle de listemizde üst sıralarda kendine yer buluyor.
eXistenZ’da Jude Law, başta bu oyun dünyasına mesafeli görünen ancak yaşananlar sebebiyle oyunun içine çekilen bir karakteri canlandırıyor. Gerçek benliğiyle oyundaki sanal gerçekliği arasında yaşanan gelgitler Jude Law’un kariyerinin en nüanslı, en geçişken rollerinden birine imkân tanıyor. Duygusal olarak oldukça karmaşık bir karakter izliyoruz bu filmde. Sanal gerçeklik meselesine ilgi duyanlar ve video oyunlarını sevenler bu filmi kesinlikle görmeli. Şayet Jude Law’u burada beğenirseniz bir başka bilimkurgu filmi Gattaca’yı (1997) da mutlaka görmelisiniz. Gattaca, Jude Law’u küçük bir rolde kullandığı için listemize giremedi ancak oyuncunun buradaki performansının da oldukça kritik olduğunu eklemek gerek.
1. The Young Pope (2016)
Listemizin ilk sırasında bir dizi var: The Young Pope (2016). Yönetmenliğini Paolo Sorrentino’nun üstlendiği ve ikinci sezonu olarak görebileceğimiz The New Pope’la (2020) devam eden bu dizi, anlatısını büyük ölçüde Jude Law’un karizmasına bağlaması ve getirdiği yenilikçi yaklaşımla ilk sıraya yerleşti. Tarihteki ilk Amerikalı Papa’nın hikâyesini anlatan kurmaca dizide Sorrentino, dinamik rejisini Jude Law’un performansı üzerine kuruyor. Konu için beklenmedik müzik tercihleri, Katolik kilisesine yönelik yıkıcı temsil biçimi ve tüm seksiliğiyle Jude Law bu dizinin hem özneleri hem de nesneleri konumunda.
Sorrentino, The Great Beauty (2013) ve Youth’un (2015) yanı sıra biyografi filmleriyle tanınan bir yönetmen. Burada da dikkat çekici işlerinden birini ortaya koyuyor. Bu filmlere, ya da yakın zamanda gündeme gelen The Two Popes (2019) gibi Katolik kilisesi anlatılarına ilginiz varsa The Young Pope’un ilk hedef kitlesi arasındasınız. Jude Law’a bu 10 bölümlük ilk sezonda geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Diane Keaton’ın yanı sıra muhteşem bir performansla Silvio Orlando eşlik ediyor. The New Pope’ta da kendisini John Malkovich’le karşılıklı izliyoruz. Bu listeyi buraya kadar okuduysanız The Young Pope’u kesinlikle kaçırmamalısınız.






































