Müzisyenlerin hayatı her zaman merak edilen konular arasında olmuştur. Elbette sinema da bundan eksik kalmış değil. Bugüne kadar pek çok ikonik müzisyenin hayatının biyografi şeklinde beyazperdeye aktarıldığına tanık olduk. Bu, son dönemde bilhassa yükselen bir trend.
Geçtiğimiz yıl A Complete Unknown’la (2024) Bob Dylan’ı, ondan önceki yıllarda da Elvis’le (2022) Elvis Presley’i anmıştık. Son olarak efsanevi müzisyen Bruce Springsteen’in hayatına odaklanan Springsteen: Deliver Me from Nowhere (2025) filmi seyirciyle buluşmaya başlamışken gözümüzü bu trende çeviriyoruz ve son 10 yılın en iyi müzisyen biyografilerini sıralıyoruz.
Listemizi hazırlarken filmlerin genel kalitesine dikkat ettik elbette. Öte yandan gerçek ve göz önünde figürlerden yola çıkan bu insanlara yeniden hayat veren oyuncuların performanslarını da değerlendirdik. Sonuç olarak böyle bir liste ortaya çıktı. Şimdi bu filmleri 8’den 1’e doğru sıralıyor ve en iyi filmi belirliyoruz. Bakalım en iyi film, aynı zamanda en iyi müzisyen tartışmalarının parçası olabilecek biri mi?
8. Cem Karaca’nın Gözyaşları (2024)
Geri sayıma yerli bir filmle başlıyoruz. Müzisyen biyografilerinin yükselişi Türkiye sinemasının da takip ettiği bir trend. Son yıllarda Müslüm Gürses’ten Bergen’e pek çok önemli sanatçının biyografilerinin seyirciyle buluşmasına şahit olduk. Ancak bu filmler genelde kalite yönünden düşük bir seviye gösterebiliyor. Bir başka usta müzisyenin hayatına odaklanan Cem Karaca’nın Gözyaşları (2024) ise kesinlikle onlardan biri değil. Gerek İsmail Hacıoğlu’nun Cem Karaca’ya yeniden hayat veren performansı, gerek müzisyenin eserlerinin filmde kullanılma şekli bu filmi oldukça kaliteli hâle getiriyor. Öte yandan Karaca’nın yaşadığı döneme tanıklık etmesi açısından da dikkat çekici bir film. Cem Karaca’yı, Anadolu rock’ı, Moğollar’ı ve 1970’li yıllarda Türkiye’deki toplumsal hayatı merak edenlerin göz atması gereken bir film Cem Karaca’nın Gözyaşları.
7. Miles Ahead (2016)
Miles Davis, tüm zamanların en önemli caz müzisyenlerinden birisi. Don Cheadle’ın hem yönetmenlik koltuğunda oturduğu hem de Davis’i canlandırdığı Miles Ahead’de (2016) bu ikonik müzisyenin hayatına tanık oluyoruz. Müzisyen biyografilerinin handikapı genelde bu denli önemli isimlerin hayatını uzun metraj bir filme sığdırmakta yaşanan zorluklar oluyor. Don Cheadle, Miles Ahead’de bu zorluğu müzisyenin kariyerinin sonlarına, 1970’lerdeki düşüş dönemine odaklanarak aşıyor. Zira müzisyenin büyük başarılar elde ettiği dönemden ziyade o döneme doğru bakışını izliyoruz. Bu da Miles Davis’in doğaçlamaya, ritme ve çağrışımlara dayalı müzik üretimini filme taşımak için bir imkân yaratıyor. Müzisyenin hayatı boyunca yaşadığı her şeye değil ama bir ruh hâline tanık oluyoruz âdeta. Bu filmi sevenler usta heykeltıraş Alberto Giacometti’nin hayatını anlatan, Stanley Tucci’nin yönettiği Final Portrait’e (2017) de bir şans vermeli mutlaka. Bu iki filme de TV+ kataloğundan ulaşabiliyorsunuz.
6. Born to Be Blue (2015)
Born to Be Blue (2015) da aynı Miles Ahead gibi önemli bir caz müzisyeni ve trompet ustasının hayatına odaklanıyor. Ethan Hawke’u Chet Baker rolünde izlediğimiz bu filmin yıldızı da başrol oyuncusu kesinlikle. Baker’ın 1960’lardaki yeniden doğuş öyküsüne odaklanan anlatı aslında Baker’ın kendisinden çok onun etrafında oluşan personayı ele alıyor. Bu da böyle büyük figürlerin gerçekliğindeki kurmaca boyutları açık eden unsurlar taşıyor. Dolayısıyla basit bir Chet Baker biyografisinden öte popüler kültürün mitoloji ve kahraman yaratma endüstrisine dair de bir deneme niteliğinde film. Bu meta yaklaşım Ethan Hawke’un performansını çok kritik hâle getiriyor. Zira basitçe Chet Baker taklidi yapmaktan fazlasını ortaya koyuyor usta oyuncu. Bu sebepten de Miles Ahead’in hemen önünde listemizde yer alıyor Born to Be Blue. Popüler kültüre eleştirel gözle bakan herkesin izlemesi gereken bir film bu.
5. A Complete Unknown (2024)
Bu liste elbette Timothée Chalamet’yi Bob Dylan olarak perdeye taşıyan A Complete Unknown (2024) olmadan tamamlanamazdı. Walk the Line (2005) adlı Johnny Cash biyografisiyle tanıdığımız James Mangold’un yönettiği film Cash’le benzer bir çağı paylaşan efsanevi müzisyen Bob Dylan’ı takip ediyor. Dylan’ın 1961 yılında New York’a gelmesini, özgün müziğinin endüstride karşılık bulmasını ve yükselişini magazin malzemesi bol kişisel yaşantısıyla birlikte izliyoruz. 8 dalda Oscar’a aday olan bu film de basit bir biyografiden öteye geçmesiyle listemize giriyor. Zira klasik bir anlatı takip etse de A Complete Unknown’da kültür tarihinin önemli kırılma anlarından birine şahitlik ediyoruz. Folk ve country müziğini kendi tarzıyla yeniden icat edip Nobel Edebiyat Ödülü kazanacak kadar etkili bir söz üretimine dayalı Bob Dylan müziğini bu filmle tamamen kavramak zor belki ama bu filmin ardından Coenler klasiği Inside Llewyn Davis’i (2013) izlemek döneme dair size genel bir fikir verecektir. Bu filmin finalini tekrar izlediğinizde A Complete Unknown’la bağlantısını şaşırarak fark edeceksiniz.
4. Blaze (2018)
Buradan country müziği üzerinden yumuşak bir geçişle Blaze’e (2018) ulaşıyoruz. Listemizdeki bir diğer film Born to Be Blue’nun başrolünde yer alan Ethan Hawke, bu kez yönetmenlik koltuğunda. Bu filmin listemizde üst sıralarda yer almasının sebebiyse takip ettiği müzisyenin müzik tarihindeki hacmi değil kesinlikle. Aksine, çağdaşları kadar ünlü olamamış ancak yakın çevresinde efsaneleşmiş bir müzisyeni, Blaze Foley’yi takip ediyor film. Ancak ne bu müzisyenin yeteneğini kahramanlaştırmak ne de bir iade-i itibarla ilgileniyor Ethan Hawke. Aynı parçası olduğu Before üçlemesi ve Boyhood (2014) gibi Linklater filmlerinde olduğu gibi küçük anlara, kişisel detaylara odaklanıp şiirsel bir anti-biyografi inşa ediyor. Bir önceki maddede bahsettiğimiz Inside Llewyn Davis’i, hatta Neruda (2016) ve Spencer (2021) gibi Pablo Larraín biyografilerini hatırlatan bir havası mevcut. Başrolde ise her zaman müziğin kendisi var. Aynı bir başka modern klasik Once (2007) gibi. Before üçlemesi gibi bir film arıyorsanız konusuna hiç aldanmadan bu filme bir şans verin, üzülmeyeceksiniz.
3. Elvis (2022)
Blaze ne kadar mütevazı, ne kadar “küçük” anlara odaklıysa onun tam karşısına yerleşen bir film var şimdi sırada: Elvis (2022). Belki de yakın tarihte yalnızca adıyla anmanın mümkün olduğu ismi, Elvis Presley’i izliyoruz filmde. Biçim de içeriğe uyum sağlıyor ve bu listedeki en “büyük” filmlerden biri oluyor Elvis. Müzisyenin büyüdüğü çevreden beslendiği kaynaklara, kariyerini şekillendiren önemli dönemeçlerden şöhretin insan üzerindeki yıkıcı etkisine geniş bir alana uzanan filmde Austin Butler’ın performansı kesinlikle çok başarılı. Filmin listemizde üçüncü sırada yer almasının esas sebebi olarak da bu gösterilebilir. Ancak bunun da ötesinde, Baz Luhrmann’ın yönetmenliğinde çekilen film son derece stilize, görkemli ve kolajvari bir portre sunmayı da başarıyor. Klasik bir yol takip edilse de bu listedeki her filmde unsurlarını gördüğümüz yükseliş ve çöküşün aynı anda yaşanması durumu burada çok güçlü ve görünür durumda. Bohemian Rhapsody’nin (2018) bu listede neden yer almadığını merak ediyorsanız Elvis’i izleyip aradaki farkları kendiniz görebilirsiniz.
2. Straight Outta Compton (2015)
Listemizin ikinci sırasındaki filmde bu listede yer verebildiğimiz tek hip-hop grubu çıkıyor karşımıza: N.W.A. Straight Outta Compton (2015) bir müzisyen biyografisi ama belki de listemizde anlattığı hikâyeyle en geniş anlam bütünlüğüne ulaşan film. Zira 1980’lerin sonunda Los Angeles, Compton’da (Compton’ın önemini raple ilgili olanlar anlayacaktır) ortaya çıkan ve kadrosunda Dr. Dre, Eazy-E, Ice Cube gibi büyük isimlerin yer aldığı N.W.A’in merkezde yer aldığı hikâye aslında o dönemin öyküsünü ortaya koyuyor. Siyahların polis şiddeti, ırkçılık, ayrımcılık baskısı altında geçirdiği dönemdeki önemli bir direniş öyküsünün izini süren film temelde politik bir direniş filmi. Rap müziğin özünde yer alan isyan duygusunu filmde tekrar ortaya çıkarıyor ve sözünü de bu estetik yaklaşımla söylüyor. Listemizi son on yılla sınırlandırmış olmamız nedeniyle burada yer veremediğimiz 8 Mile’ın (2002) BlacKkKlansman (2018) gibi Spike Lee filmleriyle birleştiğini düşünün, Straight Outta Compton böyle bir film.
1. Rocketman (2019)
Müzik tarihinde yokluğu düşünülemez bir yer edinmiş Elton John’un kariyerine yaraşır bir filmle temsil edilmesi müzik ve sinema severler için ciddi bir lütuf. Rocketman (2019) listemizdeki en taze yapım olarak dikkat çekiyor. Muhtemelen değeri de zaman içerisinde artacaktır. Elton John’a Taron Egerton’ın hayat verdiği bu keyifli film Elton John’a dair herhangi bir özel ilginiz yoksa bile size keyifli bir seyir sunmaya aday. Müzisyeni her renkten, tempodan ve duygudan unsurlarla anlatan, yeni anlatım yolları deneyen ve sonunda seyircisinin damağında bir müzik lezzeti bırakan Rocketman, İngiliz ikonik pop yıldızını beyazperdeye hakkıyla taşıyor. Bilhassa müziğin ve sahnenin doğrudan filme taşındığı sahnelerde görsel-işitsel tasarım oldukça etkileyici. Eğer Elton John’a özel bir ilginiz varsa Elton John: Never Too Late (2024) adlı belgesel de mutlaka izleme listenizde olmalı. Burada doğrudan sanatçının üretimlerine odaklanabilir ve Rocketman’le birlikte keyifli bir Elton John gecesi planlayabilirsiniz.




































