2002 yılında Luc Besson yapımcılığında çekilen The Transporter, değişen dünyada geçerliliğini kaybeden eski usul aksiyon anlayışına sadık, araba kovalamacaları ve dövüş sahneleriyle bezeli, yer yer mizahi öğeler de barındıran bir filmdi. Sert erkek baş karakterin insan kaçakçılarına, yozlaşmış siyasetçilere, kötücül şirketlere karşı verdiği canhıraş mücadeleyi takip eden film, zamanla bir seriye dönüşürken, izleyici nezdinde İngiliz yıldız Jason Statham’ın personasıyla özdeşleşti.
Kendine sakin bir hayat kurmaya çalışan eski bir özel kuvvetler mensubunun aksiyon dozu yüksek maceralarına odaklanan serideki filmlerin ve dizi versiyonunun artılarını, eksilerini, ilham kaynaklarını ve takipçilerini öğrenmek istiyorsanız bu listeden faydalanabilirsiniz.
The Transporter (2002)
Jason Statham’ı bir anda dünya çapında bir yıldıza dönüştüren The Transporter (2002), işverenlerinin talepleri doğrultusunda gizli ve değerli paketleri bir yerden alıp bir yere teslim eden profesyonel kurye Frank Martin’e odaklanır. Frank’in beladan uzak durmak adına sadık kaldığı üç kural, seri boyunca tekrarlanan bir slogana dönüşecektir: Anlaşmaya sadık kal, kimsenin ismini öğrenme ve paketi asla açma. Ancak bir teslimat sırasında Frank’in üçüncü kuralı ihlal etmesi ve “paket”in genç bir kadın olduğunu anlayıp onu kurtarmaya karar vermesiyle işler karışır. 2001’de başlayan Fast & Furious serisini hatırlatan gösterişli araba kovalamacalarını yine Luc Besson yapımı olan Taxi serisinin aksiyon-mizah dengesiyle harmanlayan The Transporter, bir yandan da James Bond’un cool’luğundan ve Hong Kong aksiyon sinemasının dövüş sanatları koreografilerinden esintiler taşıyan 90 dakikalık bir eğlencelik.
Transporter 2 (2005)
Üç yıl sonra gelen devam filminde Frank, bu kez de Miami’de yanında çalıştığı ailenin kaçırılan küçük oğlunu kurtarmaya çalışır. İlk filmdeki formülü başka bir şehre ve başka bir öyküye uygulayan Transporter 2 (2005), bu bakımdan, öncülünün yapısını tekrarlayan Die Hard 2 (1990) gibi klasiklerle karşılaştırılabilir. Tempoyu daha da yukarı çekmekle kalmayan film, aksiyon sahnelerinde elini korkak alıştırmayarak yer yer abartının sınırlarını zorlar. Aksiyonda inandırıcılık sizin için önemliyse, Transporter 2’yu önceki filme kıyasla zorlama bulabilirsiniz. Buna karşılık hikâyenin yüzeyselliğine ya da olay örgüsünün gerçekçiliğine takılmadan kendinizi maceraya kaptırmaya hazırsanız, bu filmde daha fazla eğlenmeniz garanti.
Transporter 3 (2008)
Seriyi daha ciddi sulara çekmeye çalışan Transporter 3 (2008), aynı yıl çekilen Liam Neeson’lı Taken’a (2008) benzer şekilde insan kaçakçılığı meselesine eğilirken, hikâyesine son James Bond filmi Casino Royale’den (2006) esintiler taşıyan bir casusluk ve romans boyutu da ekler. Frank’in bu seferki görevi, Ukraynalı bir devlet yetkilisinin kızını Avrupa’nın bir ucundan diğerine, Marsilya’dan Odessa’ya götürmektir. Kahramanın bileğinde yer alan ve arabasından fazla uzaklaşması halinde patlayacak olan bomba, bir başka Jason Statham aksiyonu olan Crank’teki (2006) gibi adrenalini sürekli yüksek tutar. Öte yandan hızlı trende geçen kovalamaca sahnesi ve sualtı numaraları da Transporter 3’yi serinin diğer filmlerinden bir adım öne çıkarır.
Transporter: The Series (2012-2014)
Orijinal üçlemeden birkaç yıl sonra izleyiciyle buluşan dizi versiyonu Transporter: The Series’de (2012-2014) Frank Martin’i bu kez Chris Vance canlandırır. Her bölüm yüksek dozda aksiyon içerir ve filmlerdeki anlatı yapısı genel olarak korunur ama aynı zamanda görece hafif bir ton tutturulmaya çalışılmıştır. Frank’in meşhur kuralları dizi anlatısının parçalı yapısı gereği pek çok farklı şekilde test edilir, bu da eğlenceyi arttıran bir unsurdur. Şık kıyafetlerden ve lüks arabalardan ödün vermeyen dizinin kimi aksiyon sekansları gerçekten görülmeye değerdir. Buna karşılık Jason Statham’ın yerinin doldurulabildiğini söyleyemeyiz. Statham’lı filmleri seviyorsanız bu versiyona ısınmanız kolay olmayacaktır.
The Transporter Refueled (2015)
Frank Martin’i bu kez de, adını daha önce Game of Thrones (2011-2019) dizisiyle duyuran Ed Skrein’in canlandırdığı reboot filmi The Transporter Refueled (2015) aksiyonu banka soygunları, insan kaçakçılığı ve Rus mafyası etrafında şekillendirir. Frank’in bu kez mafya tarafından kaçırılan babasını kurtarmak zorunda olması, anlatıya yine Taken serisini hatırlatan ailevi bir boyut da ekler. Ancak şık görselliğine ve yer yer içerdiği yaratıcı sahnelere rağmen film, tıpkı Transporter: The Series gibi Jason Statham’ın eksikliğinden muzdariptir. Seriye sıfırdan başlayacaksanız bu filme bir şans verebilirsiniz fakat Jason Statham’lı üç filmin üzerine The Transporter Refueled’un aynı tadı vermesi maalesef zor.



































