Rambo, sinemanın popüler kültür tarihine armağan ettiği önemli karakterlerden biri. 1982 yılında First Blood filmiyle başlayan ve hızla fenomenleşerek bir film serisine dönüşen Rambo, Sylvester Stallone’nin hayat verdiği John J. Rambo karakteri etrafına örülmüş bir aksiyon serisi.
Rambo denince ilk başta hepimizin aklına kaslı bir adamın tek başına bütün düşmanları alt etmesi geliyor. Bu elbette çok yanlış bir düşünce değil fakat Rambo karakteri bundan çok daha fazlasını ifade ediyor. Özellikle karakterin çıkış noktasını düşünürsek Rambo, Vietnam Savaşı’nın ABD üzerinde bıraktığı izlerin önemli yansımalarından biri. Genel olarak Rambo serisi boyunca da varoluşunu cephede tanımlamış bir savaş makinesinin yeni hayatına uyum sağlamasını (ya da sağlayamamasını) izliyoruz. Dolayısıyla Rambo serisi hem 1980’lerin aksiyon sinemasını sevenler hem de sinemada pek çok temsilini gördüğümüz savaş travması filmlerine ilgi duyanlar için yerinde bir seçenek.
Rambo serisinde şu ana dek 5 uzun metraj film ve bir animasyon dizi üretildi. İlk filmin başarısı sonrasında bir seriye dönüşen Rambo karakteri günümüze kadar da taşındı. Peki bu filmleri nasıl bir sırayla izlemek gerek? Seride mutlaka izlenmesi gereken ya da diğerlerine göre zayıf kalan yapımlar hangileri? Bu rehberde açıklıyoruz.
First Blood (1982)
Rambo karakterini beyazperdede ilk kez gördüğümüz film 1982 tarihli First Blood’dı. David Morrell’in 1972 tarihli romanından uyarlanan filmde sonradan karakterle özdeşleşecek Sylvester Stallone’u ilk kez Rambo rolünde izledik. Vietnam gazisi John J. Rambo’nun yurda dönüşünün ardından ABD’nin küçük bir kasabasına gelmesini ve yerel polisle yaşadığı çatışmayı izlediğimiz film savaşın yarattığı travmaları sıradışı bir bakışla ele alıyordu.
First Blood hem Rambo karakterini ortaya çıkarışı hem de hikâyesiyle başarılı bir film. Aksiyon sinemasını âdeta baştan tanımlayan filmlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Rambo karakterini tanıyorsanız fakat bu filmi henüz izlemediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz. Serinin devam filmlerinden bazıları için aynı şeyi söylemek mümkün değil ama First Blood mutlaka izleme listenizde olmalı. Stallone’un yıldızlaştığı bir başka seri Rocky’yi, kendisinin 80’lerdeki en büyük rakibi Arnold Schwarzenegger’in Commando (1985) ve Conan the Barbarian (1982) filmlerini seviyorsanız First Blood’u keşfetmek sizin için çok keyifli olacak.
Rambo: First Blood Part II (1985)
First Blood’ın dünya çapındaki başarısının ardından filmin yapımcıları bir devam filmi için derhal harekete geçer. Kısa zamanda fenomen olmuş kahraman Rambo bu devam filminde bu kez travmalarının merkezine, Vietnam’a geri dönecektir. Bu kez görev savaş esirlerini tek başına kurtarmaktır. Rambo: First Blood Part II (1985) gişede çok büyük bir başarı yakalar ve pek çok rekor kırar. Rambo’nun günümüzde sahip olduğu imgenin oluşmasında önemli bir adım olan Rambo: First Blood Part II, onu düşman hatları arkasına tek başına bıçak, yay ve okla sızan biri olarak resmetmesiyle bir süper kahraman filmini de andırır.
Serinin ilk devam filmi Rambo: First Blood Part II da mutlaka izleme listenizde olmalı çünkü bu filmden itibaren Rambo, ABD’nin agresif dış politikasının ürettiği bir Soğuk Savaş kahramanına evrilir. Burada Rambo’yu ABD ordusunun hizmetinde görürüz ve ABD-Sovyetler çatışması da görünür olur. Amerikan kültüründe her daim etkili olmuş, her şeye rağmen günü kurtaran kahraman mitinin pekiştirildiği filmlerden birisi de budur. Hatta bu filmi beğenirseniz benzer bir konuya sahip olan Tears of the Sun’a (2003) da bir şans verebilirsiniz.
Rambo: The Force of Freedom (1986)
Rambo’nun sinemada yakaladığı başarı dönemin yükselen trendleriyle de birleşince 1986 yılında bir animasyon serisinin ortaya çıkmasına imkân tanıdı. İkinci filmin büyük başarısından hemen sonra gelen bu dizi, dönemin bir başka başarılı yapımı G.I. Joe: A Real American Hero’nun (1985-1986) izinden giderek dizideki karakterlerin oyuncaklarının da üretilmesiyle pazarlandı. Rambo: The Force of Freedom’da Rambo diziye de adını verecek bir özel tim kuruyor ve bu timle birlikte paramiliter organizasyon S.A.V.A.G.E.’a karşı dünya çapında bir mücadele yürütüyor.
Rambo: The Force of Freedom ortaya çıkış biçimi açısından ilginç özellikler barındırıyor şüphesiz. Fakat film serisinden farklı bir hikâye takip eden dizi hem dönemin teknolojik imkânları hem de anlattığı basit hikâyeyle ilginizi pek çekmeyebilir. G.I. Joe: A Real American Hero başta olmak üzere bu tarz animasyon dizilerine merakınız varsa ya da Rambo karakterine dair tüm yapımları izlemek istiyorsanız Rambo: The Force of Freedom beklentilerinizi karşılayabilir fakat aksi takdirde bir sonraki adıma geçebilirsiniz.
Rambo III (1988)
Rambo serisinin üçüncü filmi de rotayı Soğuk Savaş ikiliğine çevirir ve Rambo’yu bu kez de uzun yıllar sürmüş Sovyetler Birliği - Afganistan Savaşı’na gönderir. Kahramanımız yine düşman hatlarına tek başına sızması gereken bir kurtarma görevine çıkar. Rambo III (1988), Sovyetler Birliği’ni anlatının temel kötü karakteri konumuna yerleştirirken Rambo’nun da ülkesi için tek başına savaşan süper kahraman pozisyonunu sağlamlaştırır.
Öte yandan Rambo III’nin serinin en başarılı filmlerinden biri olmadığı da aşikâr. Film o dönemin en pahalı yapım bütçesine sahip olmasına rağmen beklentilerimizi pek karşılayamaz. İlk iki filmde oluşan kahraman miti bu filmde bir miktar karikatürleşir ve inandırıcılık açısından zayıflar. Ok ve yayla düşman hattının arkasına sızan Rambo’nun bir cazibesi olduğu kesin ama bir adamın tek başına bir helikopter filosunu yok etmesi, tanklara kafa tutması Rambo’yu şaka malzemesi hâline de getirir. Ben Stiller’ın başrolde yer aldığı parodi film Tropic Thunder’da (2008) dalga geçilen filmleri merak ediyorsanız Rambo III sorularınıza cevap olacaktır.
Rambo (2008)
Rambo III’nin gişede beklentileri karşılayamaması sonrası gözden bir miktar düşen Rambo’nun beyazperdeye dönüşü için tam yirmi yıl beklemesi gerekir. Başta karakteri tekrar canlandırmak için pek hevesli olmayan Stallone’un ikna edilmesiyle tekrar yola koyulan Rambo serisinin yeni filmi bu kez adını da doğrudan ana karakterinden alır: Rambo (2008). Stallone’un seride ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu film efsanevi karakterin yirmi yıl sonra beyazperdeye dönüşünün tanıtım gücüyle gişedeki eski başarısını yakalar ve o yılın çok izlenen gişe filmlerinden birisi olur. Stallone’un yönetmenliğindeki bu filmle birlikte seri çok daha sert bir şiddet temsiline sahip olduğundan Rambo karakterinden beklediğimiz keskinliği yakalamış oluruz.
Gözden düşmüş bir kahramanın yirmi yıl sonra geri dönüşü elbette ilgi çekici bir konu ve ilgiyi hak ediyor. Öte yandan bu film Rambo’nun yeni yüzyılda da bir kahraman olarak yola devam edeceği anlamını da taşıyor. Ayrıca serinin diğer filmlerine göre çok daha karanlık, vahşi ve politik bir film Rambo. Blood Diamond (2006), Man on Fire (2004) ve The Last Samurai (2003) gibi filmleri hatırlatan bir havası var. Dolayısıyla bir karakterin tek başına herkesi dize getirdiği karanlık anlatıları ve iyi bir geri dönüşü sevenler bu filme de ilgi duyacaktır.
Rambo: Last Blood (2019)
Rambo serisinin beşinci ve bugüne kadarki son halkası Rambo: Last Blood’da (2019) kahramanımız bir başka kurtarma görevi için Meksika’ya doğru yol alır. Artık yaşını almış bir kahraman olan Rambo’nun bu sefer kurtarmaya çalışacağı kişi kızı gibi gördüğü Gabriela’dır. Son filmden on bir yıl sonra seyirciyle buluşan yeni Rambo filmi Rambo: Last Blood, sinemadaki yolculuğu neredeyse kırk yıla ulaşan bu karakteri bu kez de 2010’lu yıllara taşır. Aslında filmin genel niteliği de bu durumdan ibaret kalıyor. Zira Rambo: Last Blood’ın yüzeysel hikâyesi filmi sürükleyicilik bakımından oldukça aşağı çekiyor ve film yalnızca nostaljik bir değer taşımaya başlıyor. Filmin Meksika’yı konumlandırma biçimi ise bambaşka bir soru işareti oluşturuyor.
Stallone’u Rambo rolünde son kez izlediğimiz bu yapım bir tür kapanış niteliği de taşıyor. Bu kez bir savaştan çok bir intikam öyküsü izliyoruz. Dolayısıyla Rambo: Last Blood’ı serinin diğer filmlerinden çok John Wick (2014) ve Taken (2008) gibi daha kişisel öykülere benzetebiliriz. Bu gibi özellikleriyle bu son filmi serinin en farklı yapımı olarak düşünmek mümkün. Rambo filmlerini takip ettiğimiz bu yolculukta serinin şimdilik son filmi olan Rambo: Last Blood taşıdığı nostaljik değerle listenizde olmayı hak ediyor fakat filmden beklentilerinizi düşük tutmanızı öneriyoruz.
John Rambo (???)
Rambo: Last Blood, Rambo’nun yolculuğunun son halkası olarak planlanmış olsa da Stallone karakteri doğduğu yere geri götürecek son bir film için istekli olduğu yönünde açıklamalarda bulunmuştu. Diğer yandan Stallone’un dâhil olmadığı ve karakteri First Blood’dan öncesine götürecek yeni bir filmin hazırlıkları da başlamış durumda. Bu filmde Rambo’yu Noah Centineo’nun canlandırması bekleniyor. Stallone’suz bir Rambo filmi nasıl olacak sorusu herkes için bir merak konusu elbette. Her şekilde bu yeni filmin buraya kadar incelediğimiz Rambo filmlerinden bir miktar farklı olacağı ve ayrı bir kategoride değerlendirileceği de kesin gibi görünüyor.