Sonunda beklenen oldu ve DC Comics’in sinemadaki yeni macerası başladı. 2013 yapımı Man of Steel’le (2013) başlayan ve Marvel’la kıyasıya bir mücadeleye girişerek MCU’dakine (Marvel Sinematik Evreni) benzer bir genişletilmiş evren yaratmayı amaçlayan DC, yaklaşık 10 yıl süren mücadelenin ardından DC Extended Universe (DCEU) adlı evrene son vermeye karar vermişti.
Marvel bünyesindeki Guardians of the Galaxy (2014) ve DC bünyesindeki Suicide Squad (2021) gibi filmlerin yönetmeni James Gunn ile DCEU içerisinde pek çok filmde yapımcı olarak görev yapan Peter Safran, DC Studios’un başına getirildi ve yeni bir dönem başlamış oldu.
Gunn ve Safran, DCEU’daki bazı unsurların kullanıldığı fakat temel öğelerin tamamen değiştiği, yeni bir zaman çizelgesine sahip olacak bir DC evreni yaratma işine girişmiş durumda. Bu yeni evrene DC Universe (DCU) adı verilecek. İkilinin “hafif bir yeniden başlatma” (soft reboot) olarak tanımladığı bu yeni dönemin DC çizgi romanlarına sadık kalan, tutarlı bir vizyonu takip etmesi ve DCEU’nun hafızalarda bıraktığı kötü izleri silmesi amaçlanıyor.
Seriyi ve süper kahraman filmlerini yakından takip etmeyenler için işler biraz karışmış olabilir. Ama paniğe gerek yok, şu sıralar temiz bir sayfa açma niyetindeki DC yapımlarını doğru bir sıralamayla takip etmek bu evrenin bir parçası hissetmek için yeterli. Biz de burada devreye giriyor ve yeni DC evrenini takip etmek için nasıl adımlar atmanız gerektiğini sıralıyoruz. Listemizdeki maddeleri tek tek okuyarak ilerleyebilir ve hangi yapımları izleyip hangilerini atlayabileceğiniz yönünde bilgiler edinebilirsiniz.
James Gunn ve Peter Safran’la yeni bir döneme giren DC Studios, sahip oldukları bağlantılı evrene bir format atma ve temiz bir sayfa açma niyetinde. Peki ama bu yeni evren ne kadar “yeni” olacak? Eski evrenle herhangi bir bağlantıya sahip olacak mı? Gunn bu geçişi neden “soft reboot” olarak tarif etti? Tüm bu soruların cevaplarını arıyor ve Superman’le resmî olarak başlayan DC Universe yolculuğunda hangi yapımları izlemeniz gerektiğini sıralıyoruz. Aşağıda tüm bu film ve dizileri Türkiye’deki hangi platformlardan izleyebileceğinizi de öğrenebilirsiniz.
Creature Commandos (2024-)
DC Universe, beklendiği üzere majör anlatılar sunacak filmler ve onları tamamlayacak dizi ve diğer mecralara ait anlatılardan oluşacak. Bu yeni evreni resmî olarak başlatan yapım ise 2024’te ilk sezonu yayınlanan dizi Creature Commandos (2024-). James Gunn ve Peter Safran’ın DC Studios’un başına geldikleri Ekim 2022’den birkaç ay sonra açıkladıkları dizinin yaratıcılığını da bizzat Gunn üstleniyor. İsmi “Chapter One: Gods and Monsters” (Birinci Bölüm: Tanrılar ve Canavarlar) olarak açıklanan ilk DCU evresini başlatan dizi Amanda Waller’ın (Viola Davis) bir araya getirdiği bir timi konu alıyor. Kökenleri 1980’lere dayanan ve DC çizgi romanlarında önemli bir konuma sahip olan Creature Commandos ilk olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’na karşı mücadele vermişti.
Bu ekip DCU’yu başlatan yetişkin animasyon dizisinde ise daha modern bir yaklaşımla ele alınıyor ve tehlikeli görevlere yollanan, özenle seçilmiş mahkûmlardan oluşuyor. Suicide Squad’dan tanıdığımız bazı karakterlerin DCEU’daki aynı oyuncularla yeni döneme transfer olduğu bu yapım Gunn’ın ifadelerine göre yeni DCU evreni için de temel bir öneme sahip olacak ve pek çok farklı hikâyenin kaynak noktasını oluşturacak. Dolayısıyla Creature Commandos yeni DC evrenine giriş yapmak için doğru ilk adım gibi görünüyor. Ancak bu 7 bölümlük dizi size uzun gelirse bir sonraki maddeye de atlayabilirsiniz. Sonraki adımlarda kaybınız, ileride karşılaşacağınız bazı karakterleri ilk görüşte tanımamak olacaktır.
Superman (2025)
DCU’yu resmî olarak başlatan ilk uzun metraj filmse bu yıl içerisinde seyirciyle buluşan Superman (2025) oldu. Gunn ve Safran da bu filmin DCU’nun esas başlangıcı olduğunu ifade ediyor. Dolayısıyla DC’nin yeni dönemini merak ediyorsanız Superman’i mutlaka izlemelisiniz. Zira şu bir gerçek ki yalnızca DC değil, süper kahraman filmleri dendiğinde ilk akla gelen figürlerden biri Superman ve onsuz bir DC evreni düşünmek oldukça zor. Öte yandan sinemaya defalarca uyarlanmış ve hikâyesi konuyla ilgili herkes tarafından ezbere bilinen bu karaktere dair yeni bir söz söylemek de oldukça zor.
Bu filmin yönetmenlik koltuğunda oturan James Gunn da Superman’in Dünya’ya nasıl geldiğinin hikâyesinin tekrar anlatılmasına ihtiyaç olmadığını, bunun artık zaten bilindiğini ifade ediyor. (Siz onlardan biri değilseniz, 2013 yapımı Man of Steel’i izleyebilirsiniz - tabii buradaki Superman yorumunun DCU’daki yeni Superman’den farklı olduğunu akılda tutarak. Benzer şekilde, Superman’in Superman olmadan önceki hayatını anlatan dizi Smallville’e [2001-2017] de bir şans verebilirsiniz.) Dolayısıyla ne Superman’i baştan yaratmaya çalışan ne de aynı hikâyeyi sıkıcı şekilde tekrar anlatan bir film Superman. Filmi, Gunn’ın yönetmen olarak vizyonunu ortaya koyduğu, seyir keyfi yüksek bir başlangıç anlatısı olarak görmek mümkün.
Clark Kent, Lois Lane, Lex Luthor gibi tanıdığımız karakterleri yeni bir yaklaşım ve farklı oyuncularla beyazperdeye taşıyan Superman vizyona girdiği ilk günlerden itibaren seyircinin ve eleştirmenlerin beğenisini kazanarak DCEU’nun kötü izlerini silmeye başladı bile. Burada popüler karakterlerin yeni versiyonları seyirciye tanıtılırken sonraki yapımlarda DC izleyicisinin karşısına çıkacak Supergirl, Green Lantern, Krypto, The Engineer, Hawkgirl, Mr. Terrific gibi yeni isimlerin de evrene girişi sağlandı.
Yeni Superman ise gerçekten kıyafetinden iyilik algısına, insanlarla ilişkisinden kırılgan naifliğine çizgi romanlardan alıştığımız karaktere çok daha yakın bir görüntü sunuyor. Öte yandan insan olmanın doğasına dair nüanslı ve ucu açık bir ikilemin de filmi taşıyan unsurlardan olması DCU’nun geleceği için olumlu vaatler sunan konular arasında. Dolayısıyla DCEU’nun geçmişi ve beklentilerin düşüklüğü düşünüldüğünde Superman’in başarıya ulaştığını ve DCU’nun geleceği için iyi hisler uyandırdığını söyleyebiliriz.
Peacemaker - 2. Sezon (2025)
DCU’yu televizyonda devam ettiren bir başka yapım ise 2022 yılında ilk sezonu yayınlanan Peacemaker’ın (2022-) bu yıl 21 Ağustos’ta yayına başlayan ikinci sezonu oldu. John Cena’nın aynı Viola Davis ve Sean Gunn gibi DCEU’daki rolüne yeni bir hikâye çizgisinde devam ettiği dizinin ikinci sezonu Superman’deki olayların bir ay sonrasında geçiyor ve burada yaşananları doğrudan devam ettiriyor. Zaten Superman’de John Cena’yı Peacemaker rolünde, bir televizyon programına katıldığı bir sahnede de görmüştük. Rick Flag Sr., Hawkgirl, Green Lantern ve Maxwell Lord gibi karakterler de dizide yer alıyor. Projenin başında ise yine Gunn var.
Bu tabii ki riskli bir tercih ve zor bir işe girişilmiş durumda. Zira dizinin ilk sezonu DCEU bağlamında düşünülmüştü ve DCU başlamadan önce yayına girmişti. İkinci sezonda buradaki olayların DCU akışına uydurulması gerekiyor. Diziyi bu farkındalıkla izlemeniz size çok şey kazandıracaktır. İkinci sezon ilk sezondan ton olarak farklılaşırken aynı zamanda sonraki hikâyeler için bir köprü görevi görecek ve anlatılar senkronize olacak. Dolayısıyla Peacemaker’ın 2. sezonu bu kritik DC dönemi için kritik bir işleve sahip. Diğer yandan anti-kahraman Peacemaker, ahlaki olarak bol çatışmalı ve gri alanları keşfetmeyi planlayan DCU’nun önemli karakterlerinden birisi olmuş durumda. James Gunn da bu sezonun sonraki Superman filmleri için bir nevi önsöz olduğunu belirtmişti. Dizinin HBO Max’te yayında olduğunu da not düşmek gerek.
Lanterns (2026-)
James Gunn ve Peter Safran’ın DC’ye prestijli bir pozisyon kazandırma amacında olduklarını söyleyebiliriz. Birbirinin kopyası süper kahraman filmleriyle tanınan DC açısından bu durum elbette merak ve heyecan uyandırıyor. Bunun önemli adımlarından biri de Lanterns (2026-) olacak gibi. DC çizgi romanlarının önemli kahramanları arasında yer alan birden fazla karakteri ifade eden Green Lanterns taşıdıkları güç yüzükleriyle üstün güçlere sahip olan bir grup kahraman için kullanılıyor. Lanterns adlı dizide ise Hal Jordan ve John Stewart adlı karakterlerin hikâyesini izleyeceğiz. Ayrıca Superman’de evrene giriş yapan Guy Gardner adlı Green Lantern burada da yer alacak.
Safran’ın ifadelerine göre Lanterns, “HBO kalitesi”nde bir dedektif hikâyesi olacak ve Dünya’da geçecek. Safran’ın diziden bahsederken bir başka HBO yapımı True Detective’i (2014-) referans vermesi ve dizide hem yazar hem yapımcı olarak görev yapacak Damon Lindelof’un (Lost, The Leftovers) kadroda yer alması Lanterns’ın kalitesi için beklentileri yükseltiyor. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği için 2026 yılının ilk aylarını beklememiz gerekecek ama Gunn ve Safran’ın getirmeye çalıştığı vizyonun takdire şayan olduğu da kesin.
Supergirl (2026)
DCU’nun ilk evresindeki önemli adımlardan biri de 2026’nın yaz aylarında seyirciyle buluşması beklenen Supergirl (2026). Aynı zamanda DCU’nun ikinci uzun metraj filmi olacak Supergirl, Superman’in sonlarında kısa bir sahneyle evrene girişi yapılan Kara Zor-El / Supergirl karakterini takip edecek. Superman’in memleketi Kripton gezegeninden kuzeni Supergirl’ün, Superman’deki bir sahnede ipuçları verildiği üzere Dünya’dan ziyade galaksideki başka gezegenlerde maceralar yaşaması bekleniyor. House of the Dragon’dan (2022- ) tanıdığımız Milly Alcock’un canlandıracağı karakterin DCU’nun yolculuğunu Dünya’nın dışına taşımak açısından önemli bir rol oynayacağı kesin. Gunn’ın ifadelerine göre de Supergirl “epik bir bilimkurgu” filmi olacak. Alcock’un yanı sıra daha önce DCEU’da Aquaman rolünde izlediğimiz Jason Momoa’nın Lobo karakteriyle DC evrenine döneceği de açıklanmış durumda. Henüz bir kesinlik olmasa da Gunn ve Safran’ın aynı oyuncuyu farklı rollerde kullanmaya pek sıcak bakmadığı biliniyor. Dolayısıyla Momoa’nun DCU’da Aquaman’i tekrar canlandırması ihtimalinin düştüğünü de eklemiş olalım.
Gelecek
Gunn ve Safran’ın DCU için en azından on yıllık bir planlamayla yola çıktıkları biliniyor. Dolayısıyla henüz resmî olarak duyurulmamış ya da detayları netleşmemiş olsa da önümüzdeki dönemde pek çok DC yapımı bizi bekliyor olacak. Planlamaya göre her yıl 2 film ve 2 dizi evrene eklenecek. Bunlar arasında body horror türüne göndermeler yapacak Clayface (2026), Superman’in dünyasına eklemlenecek The Authority, adı James Mangold’la anılan gotik korku filmi Swamp Thing ve Batman anlatısını DCU’ya taşıyacak The Brave and the Bold gibi yapımlar var.
Öte yandan Matt Reeves’in yönetmenliğini yaptığı The Batman (2022) başta olmak üzere kimi DC kökenli filmin “DC Elseworlds” adıyla etiketleneceği ve DCU’dan ayrı tutulacağı da açıklanmış durumda. Yani DCU’da Batman’i Ben Affleck ya da Robert Pattinson’ın canlandırmayacağı ya da aynı evren içerisinde birden fazla Batman olmayacağı kesin. Yeni Batman’in (ve tabii Robin’in) ise The Brave and the Bold’la DCU’ya giriş yapması planlanıyor. Bununla birlikte Wonder Woman, Bane ve Deathstroke gibi DC karakterlerinin de zamanla bu evrene tanıtılması bekleniyor ancak bunlar hakkında net bir açıklama henüz mevcut değil.
Bunlara ek olarak, DCU başlamadan önce gösterime girmiş olsa da James Gunn’ın DCEU için bağımsız olarak çektiği Suicide Squad’ı (2021) da hazırlık amaçlı olarak izleme listenize alabilirsiniz. Zira buradaki bazı karakterlerin aynı oyuncularla DCU’ya taşınacağını göreceğiz.





































